Hemen hemen herkesin son yıllarda aşina olduğu iki tanım var. Bunlardan biri “geri dönüşüm” diğeri ise “atık azaltımı”. Birçok ülkede her iki konuda da uygulanmaya başlamış azımsanmayacak kadar çok örnekler mevcut. Öncelikle bu kavramların anlamlarına bir göz atalım. “Atık hiyerarşisi” dediğimiz bir kavram var.
Geri Dönüşüm
Geri dönüşümü mümkün olan atıkların kaynağında ayrı toplanarak tekrar hammadde haline getirilmesidir. Bu şekilde kullanılmış maddelerden hammadde üretilmekte ve yeniden ürün üretimi gerçekleşmektedir. Geri dönüştürülen ürünler sayesinde sera gazı ve atıksu oluşumu azaltılmakta, enerji tasarrufu sağlanmakta, istihdam yaratılmakta, temiz teknolojiler geliştirilmektedir. Bunlara bağlı olarak ise atık depolama ve yakma tesislerine olan ihtiyaç da azalmaktadır.
Atık Azaltma
Atık yönetimi hiyerarşisinde öncelik sıralamasında ikinci başlık azaltmadır. Bu başlık, ancak atık oluşumunun önlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda tercih edilmelidir.
Neden bu hiyerarşi piramidi 6 aşamadan oluşurken sadece ikisinin tanımlamasını sizlerle paylaştım?
Ne yazık ki ülkemizde geri kalanlar aşamalar için yeterli çalışmalar olmadığını gözlemliyoruz. Atıkları önleme konusunda da bir o kadar başarısızız ki, yurtdışından ithal çöpleri kabul ediyoruz. (Bu ayrı bir makale olacak kadar geniş bir konu). İlk basamak olan “önleme” konusunda başarılı olamadığımız bir Dünyada, atık azaltma konusunda herkes bilinçlendirilmeye çalışılıyor. Her gün bir çok marka, holding, sivil toplum kuruluşları atıkları nasıl azaltacağımız veya nasıl geri dönüştürebileceğimizden bahsediyor.
Plastik Kullanımı
Bildiğiniz gibi 2019 yılında plastik poşetler ülkemizde ücretli hale geldi. Bunda hedeflenen amaç; aşırı ve bilinçsiz tüketici toplumunu bilinçlendirmek ve atığı önlemenin önüne geçmekti. (Plastik poşetlerin ücretlendirilmesine ilişkin Beyanlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanan 4 Nisan 2019 tarihli ve 30732 sayılı Resmi Gazetede yayımlanana Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No: 1) kapsamında gerçekleştirilecek olup, detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz)
Gelin hep birlikte ücretli dönem başladıktan sonra toplum davranışını inceleyelim. Verilmek istenen mesaj “poşet kullanmamak”. Malumunuz, eski zamanlarda file veya kese kağıdında alışverişleri taşımak gayet sıradan bir olaydı.
Belki de o zamanlar kimse bunun; ne kadar “az atık çıkaran” , “atık önleyen” bir yöntem olduğunun farkında değildi. Zaman geçtikçe ve alternatif çözümler üretilmeye başlandığında, kese kağıtları yerini plastik poşetlere bıraktı.
Atık, her zaman bir problemdi, sadece üstünü örtmek şimdiki zamana göre çok daha kolaydı. Plastik üreticileri de bunun çevreye ne kadar büyüklükte bir zarar vereceğinin henüz farkında değildi. (En azından ben öyle umut etmek istiyorum.)
Teknoloji geliştikçe, alternatif çözümler büyüdükçe, aynı oranda sahip olduğumuz ormanlar da yok oldu. Atmosfer tabakası hiç olmadığı kadar incelmeye başladı.
İnsan her zaman gözünün önünde olanları anlamayı seçer, onları inceler. Kimse başka konuların farkında değildi.
Bu kötüye giden durumun farkına varan, STK’lar, iklim bilimciler, Çevre Mühendisleri fırsat buldukları her an insanları bu konuda uyarmaya ve bilinçlendirmeye başladı.
Aslında bizim en başlıca yapmamız gereken şey atık azaltma değil atık önlemek! Markete gittiğimiz zaman yanımızda götürdüğümüz bez torbalar, poşete para vermemek için değil, gerçekten doğaya atık bırakmamak için olmalı. Ama ne yazık ki öyle ya da böyle, o plastik poşetlerin sonu da ya çöp kutuları ya da doğa oluyor.
Tek Kullanımlık Pet Şişeler
Bir diğer yandan; günlük hayatta bakıldığında plastik poşetten daha fazla tükettiğimiz bir şey var; Pet Şişeler.
Bazılarının üstünde BPA içermez, geri dönüştürülebilir yazmasına karşılık, şu anda çöp kutularında ve doğada sayamayacağımız kadar plastik şişe mevcut. Bunun önüne geçmek için cam şişe kullanımı, kişisel ekipmanlar (bardak,çatal vb.) kullanımı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.
Ancak unuttuğumuz bir şey var ki; toplum bu konuda neyin ne olduğunun tam olarak farkında değil.
Çevremde de zaman zaman; “O kadar şeyi yanımda nasıl taşıyacağım ben?”, “Amaaan, zaten su 1 lira sonra gider çöpe atarım” gibi cümleler duyuyorum ne yazık ki. Özetle; her gün elimizde bıkmadan usanmadan taşıdığımız bir telefon kadar kendi bedenimize ve geleceğimize önem vermiyoruz.
Mikroplastik Tehlikesi
Son yılların bir popüler konusu da mikroplastikler. Gözle göremediğimiz, ancak tükettiğimiz besinler de bile ciddi miktarda bulunan, ve bu sayede vücudumuzda da bulunan maddeler. Mikroplastiklerin zararları o kadar çok ki saymakla bitmez, dilerseniz Greenpeace’in bu konuda yazdığı makaleyi buradan inceleyebilirsiniz.
Bizim içinde yaşadığımız toplumun hep sonradan aklı başına gelmiş ne yazık ki. Eğitimle, sözle arttırılabilinecek bir duyarlılık söz konusu değil. Önce “neden plastik kullanmamalıyız, bizi ve gelecek nesilleri ne derece etkiler?” bunun farkına varmamız gerekiyor.
Umarım bir gün poşet 25 kuruş olduğu için değil de, gerçekten torunlarınızın daha sağlıklı bir dünyada yaşamasını istediğiniz için tercih edersiniz.